31 Mart yerel seçimleri ile ilgili tartışmalar devam ediyor. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu kazandı fakat iktidarın itirazı az da olsa tartışmaların devam etmesine yol açtı. İktidarın aleyhine çıkan sonuçların, faturasının kimse kesileceği soru işareti. Ama iktidar medyasında yükselen sesler bir iç hesaplaşmanın olduğunu gösteriyor.
Havuz medyası olarak bilinen medya, seçimin hemen ardından çeşitli senaryolar uydurdu. 1 Nisan sabahı bütün gazeteler “Binali Yıldırım kazandı“ manşetiyle çıktı. 2 Nisan sabahı ise tablo değişince “CHP oyları çaldı”ya döndü bütün manşetler.
Sonraki günler ise FETÖ, PKK diye devam ettirdiler bu tartışmaları. Bunlar da tutmayınca Gezi’de ağaç ile röportaj yapan “gazeteciler“ Büyükçekmece’de saman ile röportaj yapıp hayali seçmen var diye feryat figan etti. Tabi bu da tutmadı. Bu kez CHP’nin kalelerinden biri olarak bilinen Maltepe’de hile aramaya başladılar. Oylar defalarca sayıldı. Sayımlar durduruldu, yavaşlatıldı. Provokosyan denendi. Sayım bitince medya bu kez “seçimler yenilenmeli“ diye manşet atmaya başladı. Bu tartışmaların sonunda ise mazbata Ekrem İmamoğlu’na verildi. Provokasyon tutmadı, algı çöktü.
Havuz medyası sadece seçim günü ve sonrasında değil öncesinde de defalarca yalan haber yaptı. Muhalefetten aday olanların fotoğraflarını bastı, hedef gösterdi. Algı operasyonları ile iktidarın beka söylemini ısıtıp ısıtıp sundu. Bu da tutmadı.
Şimdi ise hep birlikte “kaybettik“ demeye başladılar. Kaybettiler çünkü, İBB’den aldıkları para kesilecek, kaybettiler çünkü iktidar bile artık onlara güvenmiyor. Seçimden önce havuzun suyu çekildi, havuz bulandı deniyordu fakat seçimden sonra su ile birlikte havuzun kendisi de battı. Kazanan ise muhalif, alternatif medya oldu.

